top of page

Kamulaştırma Nedir?

 

Kamulaştırma, devletin veya kamu tüzel kişiliklerinin, kamu yararını sağlamak ve kamu hizmetini vatandaşlara ulaştırabilmek amacıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, bedelini ödemek suretiyle ve alması veya bu taşınmaz mallar üzerinde irtifak hakkı tesis etmesidir. Bu süreç, Anayasamızın 46. maddesi ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunumuz ile düzenlenmiştir. Kamulaştırma işlemi, kamu hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi için gerekli olan taşınmazların devlet veya ilgili kamu tüzel kişiliklerine geçişini sağlar.

Dava Öncesi Satın Alma Usulü ve Uzlaşma Süreci

 

Kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın ilgili idare adına tesciline ilişkin dava açılmadan önce taşınmaz malikleriyle uzlaşma girişiminde bulunulması ve Kamulaştırma Kanunumuzun 8. maddesinde düzenlenmiş olan satın alma usulünün uygulanması gerekmektedir. Uzlaşma dava şartıdır ve dava açılışı öncesinde satın alma usulü gerekleri yerine getirilerek uzlaşma sağlama girişiminde bulunulmamışsa davanın dava şartı yokluğuyla reddine karar verilecektir.

 

Satın alma yoluna kadar gelen süreci kronolojik olarak özetlememiz gerekirse: Kamulaştırma yetkisine sahip devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinin kamulaştırma ihtiyacı doğduğunda, Kamulaştırma Kanunumuzun 5. maddesinde belirtilen mercilerce alınacak kamu yararı kararlarının, 6. madde uyarınca onaylanmasından veya aynı maddenin son fıkrası gereğince yapılacak kamulaştırmalarda yetkili icra organınca karar verilmesinden sonra, idarelerin kıymet takdir komisyonu ve uzlaşma komisyonu kurulur. Bunun akabinde Kamulaştırma Kanunumuzun 8. maddesinde öngörülen satın alma usulünün gerekleri yerine getirilir. Satın alma usulü ve uzlaşma süreci sonucunda idare ile taşınmaz maliklerinin anlaşmaya varamamaları durumunda, ilgili idare tarafından kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemli dava açılabilir.

 

 

Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil Davası

 

Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası, yukarıda belirtmiş olduğumuz satın alma usulünün gereklerinin yerine getirilmiş olmasına rağmen idare ile taşınmaz maliki arasında anlaşma sağlanamadığı durumlarda, Kamulaştırma Kanunumuzun 10. maddesi gereğince idare tarafından açılacak olan bir davadır.

 

Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında, davaya konu edilen taşınmazın gerçek kamulaştırma bedelinin mahkeme tarafından tespit edilmesi ve bu kamulaştırma bedelinin ödenmesi şartıyla taşınmaz mülkiyetinin veya eğer kamulaştırma yoluyla irtifak tesis edilecekse irtifak hakkının davacı idare adına tapuda tescil edilmesi amaçlanmaktadır.

 

a) Davanın Hukuki Dayanağı

 

Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının hukuki dayanağı, Anayasamızın 46. maddesi ile Kamulaştırma Kanunumuzun 10. maddesidir. Kamulaştırma Kanunumuzun 10. maddesi, bu davanın temelini, yargılama esas ve usullerini açıkça düzenlemektedir.

 

b) Davanın Tarafları

 

Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarında davacı, kamulaştırma işlemini gerçekleştiren idare, yani ilgili idari mercidir. Davalı ise kamulaştırılması istenilen taşınmazın malikidir. Eğer ilgili taşınmazın birden çok maliki varsa, davanın taşınmaz maliklerinden her birine karşı açılması gerekecektir.

 

c) Yetkili ve Görevli Mahkeme

 

Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarında,

  • Görevli Mahkeme: Asliye hukuk mahkemesi,

  • Yetkili Mahkeme: Taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.

 

taşınmazın bulunduğu yerin asliye hukuk mahkemesi

 

d) Yargılama Süreci

 

Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmazın idare adına tescili davası, kamulaştırma işleminin satın alma yöntemiyle tamamlanamaması durumunda, ilgili idare tarafından taşınmazın bedelinin belirlenmesi ve taşınmazın idare adına tescili talebiyle açılır. Bu durumda, taşınmazın değerinin peşin veya taksitle ödenmesi kararlaştırılabilir.

 

Mahkeme, ilgili idarenin başvuru tarihinden itibaren en geç otuz gün sonrası için duruşma tarihi belirler ve taşınmaz malikine dava dilekçesi ve diğer ilgili evrakları da içeren bir davetiye gönderir. Davetiyede, taşınmazın tapu bilgileri, malikin adı, kamulaştırmayı yapan idare, süresi içinde itiraz hakkı ve kamulaştırma bedeline ilişkin bilgileri, örneğin kamulaştırma bedelinin yatırılacağı banka hesap bilgilerini sunma gerekliliği belirtilir. Ayrıca, Kamulaştırma Kanunumuzun 14. maddesine göre kamulaştırmanın iptali davası açılabileceği de belirtilir. Taşınmaz maliki/malikleri tarafından konuya ve dava konusu taşınmaz malın değerine ilişkin savunma ve delillerin, davetiyenin tebliği tarihinden itibaren 10 gün içinde, sunulması gerekir.

 

Taşınmaz malikleri tarafından idari yargıda kamulaştırmanın iptali davası açılır bu davada yürütmenin durdurulmasına karar verilirse, kamulaştırma işlemlerinin tamamlanması için iptal davası bekletici mesela yapılır ve işlemler, bu davanın sonucuna göre yürütülür.

Duruşmada taraflar anlaşmaya davet edilir. Eğer taraflar anlaşırsa, taraf anlaşmasına göre taşınmaz bedeli belirlenmiş olur ve tescil işlemi tamamlanır. Ancak anlaşma sağlanamazsa, mahkeme bilirkişiler aracılığıyla taşınmazın değerini tespit eder ve bu değeri kamulaştırma bedeli olarak kabul eder. Bedel idare tarafından belirlenen banka hesabına yatırılır, böylece taşınmaz, idare adına tescil edilir.

 

Taraflarca mahkeme tarafından kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarında verilen kararlara karşı istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulabilir.

Kamulaştırma tazminatı ve güncel yasal mevzuat 

 

İtiraz Konusu Kural

İtiraz konusu kuralda, kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırmasız el atma yoluyla kullanılmakta olan mülklere ilişkin taksite bağlanan bedel ve tazminatlar için 3095 sayılı Kanun kapsamında kanuni faiz ödeneceği öngörülmektedir.

Başvuru Gerekçesi

Başvuru kararında özetle; kamulaştırma kapsamındaki alacaklar bakımından, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanacağı yönündeki açık anayasal hükme karşın kuralla kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırmasız el atma yoluyla kullanılmakta olan mülklere ilişkin alacaklara kanuni faizin uygulanacağının belirtildiği, kamulaştırma bedeli konusundaki bu emredici hükmün, alacağa ilişkin yargılama sürecinin devam edip etmemesi bakımından farklılık öngörmediği belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa’nın 13. maddesinde temel hak ve özgürlüklere yönelik sınırlamaların Anayasa’nın sözüne aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Anılan maddede yer alan “Anayasa'nın sözü” ifadesi Anayasa’nın metnini, yani lafzını ifade etmektedir. Temel hak ve özgürlüklere yapılan müdahalelerin Anayasa’nın sözüne uygun olması şartı özellikle Anayasa'nın çeşitli maddeleriyle getirilen ek güvenceler söz konusu olduğunda önem taşımaktadır.

Anayasa’nın Kamulaştırma başlıklı 46. maddesinin dördüncü fıkrasında taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Dava konusu kuralda ise taksitli ödemeyi gerektiren durumlarda 3095 sayılı Kanun kapsamında kanuni faizin uygulanacağı düzenlenmektedir. Böylece itiraz konusu kural, Anayasa’nın 46. maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen taksitlendirme hâlleri bakımından ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanacağı yönündeki açık hükme aykırı şekilde, bu tür alacaklara kanuni faizin uygulanacağını hüküm altına almaktadır. Bu bakımdan kural, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen, sınırlamanın Anayasa’nın sözüne aykırı olamayacağı hükmüne aykırılık teşkil etmektedir.

 Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. 

Güncel Anayasa Mahkemesi kararına istinaden tazminata işletilecek faiz Anayasanın 46. maddesine uygun şekilde İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanacaktır.

www.bursalihukuk.com  2025 © Tüm Hakları Saklıdır.

Yasal Uyarı: Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. T.C. Barolar Birliği’nin ilgili düzenlemelerine uygun olarak hiçbir şekilde reklam, teklif, hukuki görüş amacı gütmez. Bu bilgilerin ulaşması hiçbir şekilde avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz. Bu sitenin ziyaret edilmesi yukarıdaki şartların kabul edildiği anlamına gelmektedir.

bottom of page